Basketbol etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Basketbol etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Ocak 2014 Salı

Basketbol On/Off Split ile Oyuncuların Gerçek Performansını Ölçmek...

Kim iyi basketbolcudur? En fazla sayı atan, asist yapan... (mı?) En doğru cevap; tartışmasız, takımına katkı yapan olur zannederim. Takımın öne geçmesine, çok sayı atmasına veya az sayı yemesine yardım eden oyuncu.

Bildiğiniz gibi, haftanın veya sezonun iyilerini belirlemek için Euroleague'de Performance Index Rating(PIR) ve NBA'de Player Efficiency Rating (PER) gibi hesaplamalar kullanılıyor. Ancak bu reytinglerdeki iki büyük sorun birçok otorite tarafından kabul ediliyor:

19 Aralık 2013 Perşembe

Plus/Minus (+/-) İstatistiği

Bugün, basketbolda oyuncuların takıma etkisini anlamanın güzel yollarından birinden bahsetmek istiyorum.

Biliyorsunuz, bir oyuncunun attığı sayı, aldığı ribaunt, yaptığı asist veya top kaybı gibi istatistikler boxscorelarda sıklıkla görülebiliyor; fakat, bu istatistikler oyuncunun diğer takım arkadaşları ile sinerjisini, savunma yapıp yapmadığını, takımına momentum kazandırıp kazandırmadığını göstermiyor. Sadece o oyuncunun bireysel performansı ile ilgili ve basketbolunun sadece bir bölümü hakkında bilgi veriyor.

Yani bir basketbolcu, savunmada doğru yerde durarak rakibini zor şut atmaya zorluyorsa, veya hücumda topu hızlı dolaştırarak takımına yardımcı oluyorsa, bu tür özellikleri istatistiklerde doğrudan yer almayabiliyor. Ancak +/- istatistiği ile oyuncunun takıma katkısını gözlemlemek ve o gün içerisinde takımını ileriye mi geriye mi götürdüğü hakkında fikir sahibi olabilmek mümkün. İnceleyelim...  

Nedir bu +/- istatistiği?

En kısa tanımı ile, bir oyuncunun kendi takımının skoru ile rakip takımın skorunun farkına yaptığı etkiyi ölçen bir spor istatistiğidir. Oyuncunun; oyundayken bu farkı, takımı yönünde ne kadar ve ne yönde değiştirdiğini gösterir. Örneğin, bir basketbolcu maça sadece son iki dakikada girsin ve skor, takımının aleyhine 60-65 olsun. Oyuncu, maç bitimine kadar oyunda kalsın ve takımı, maçı 66 - 65 kazansın. Bu durumda, oyuncu oyundayken, takımı 6 sayı atmış ve 0 sayı yemiş. Buna göre o oyuncunun +/- istatistiği +6'dır. 

Aslen bir buz hokeyi oyuncu performans ölçümü olarak ortaya çıkan +/- istatistiği, özellikle defans ve forvet oyuncularının performanslarını ortaya çıkarmadaki yeterliliğinden dolayı basketbola da uyarlanmıştır. Uyarlanmıştır diyorum çünkü tüm sezon hesaplamasında çeşitli değişiklikler yapılmıştır (ayrıntılar için burası ve burası). 

İki Tür +/- İstatistiği

+/- istatistiği maç başına ve tüm sezon için toplam olmak üzere iki şekilde hesaplanabilir. Hatta, tüm sezona ait +/- istatistiği çok daha anlamlı sonuçlar vermektedir. Çünkü istatistik, tüm takımın performansına göre değiştiğinden ve oyuncular her maç farklı süreler aldıklarından, maç başına yapılan türü oldukça önyargılı (biased) olabilir. Bununla anlatmak istediğim, takımın kaybettiği maçta, +/- istatistiklerinin negatif, kazandığı maçlarda ise pozitif çıkması daha olasıdır. Bir başka sorun da kısa süre oyunda kalan oyuncuların bu performansının yanıltıcı olabilmesidir. 

Bu sebeple çeşitli regresyon analizleri yapılarak sezonluk +/- istatistiklerine ulaşılabilmektedir. 

Aşağıda Jamon Gordon'un 2013 - 2014 sezonunda Euroleague'de maçlardaki  Perdormance index ve +/- değerleri görülüyor. 


# Game MIN PTS PIR +/-
1 vs EA Milano 33 16 26 29
2 at Strasbourg 31 12 7 14
3 at Brose Baskets 31 14 13 -1
4 vs Zalgiris 30 2 1 14
5 at Real Madrid 28 6 12 -16
6 at EA Milano 27 12 14 -12
7 vs Strasbourg 24 18 26 34
8 vs Brose Baskets 30 8 15 -15
9 at Zalgiris 34 7 6 4
Dikkat edilmesi gereken bir önemli nokta da Performance Index ve +/- istatistiklerinin birbirleri ile çok ilişkili olmaması; bir başka deyişle, birisi artarken öbürünün artmaması veya tam tersi bir gözlemin olmaması. Bu önemli bir tespit olabilir, detaylı analiz konusu haline gelebilir.

Değerleri grafiğe yansıttığımızda;



Anadolu Efes'in +/- değeri, maçın sonundaki farka eşittir. Görüldüğü gibi Jamon Gordon'un grafiği, genel olarak takımdan yukarıda bu da takımdan daha iyi bir performans sergilediğine dair bir gösterge olabilir, veya başka bir deyişle o oyundayken maçtaki skor Anadolu Efes lehine değişmiş.

Bir başka örnek de Fenerbahçe Ülker'den olsun.



Görüldüğü gibi Kleiza'nın performansı Gordon'unki gibi etkili değil, genellikle takımın gerisinde kalmış. Özellikle son kaybedilen Partizan maçında onun olduğu sürelerde takım rakibinden 20 sayı daha fazla yemiş. Kazanılan Barcelona maçı dışında takıma ekstra bir katkı vermediği gibi, çoğunlukla da o sahadayken rakip takım ya Fenerbahçe'ye yetişmiş, ya da aradaki farkı açmış.

Sonuç 

+/- istatistiği oyuncuların attıkları sayı, şut yüzdesi, blok, top çalma vb. gibi istatistiklerine göre savunma etkinliği, set oynama becerisi, takıma momentum kazandırma gibi kolay ölçülemeyen özellikleri de içine alması bakımından faydalı olabilir. 

Sevgiler.

5 Kasım 2013 Salı

Euroleague'de Final Four'a giden yol

Fenerbahçe Ülker, efsane koç Zeljko Obradovic'in takımın başına getirilmesinden sonra inanılmaz bir ivme yakaladı. Oynadığı 11 resmi maçı da kazanan takım, geleceğe dair umut veriyor.




Euroleague'deki iki önemli rakibi Barcelona ve CSKA'yı yenen takımımız; aynı takımlarla deplasmanda da oynayacak olmasına rağmen hem Barcelona'nın evinde kaybetmesi hem de CSKA'ya 26 sayı fark atılması sebepleriyle grubunda liderliğe yakın görünüyor.

Aşağıdaki tabloda, halen devam eden ilk grupta 6 takımın mücadele ettiği Euroleague formatının başladığı 2007 yılından bu yana; takımların ilk gruplarını bitirme sıralarına göre Final Four oynama olasılıkları görülüyor.

<![if !supportMisalignedRows]> <![endif]> <![if !supportMisalignedRows]> <![endif]> <![if !supportMisalignedRows]> <![endif]> <![if !supportMisalignedRows]> <![endif]> <![if !supportMisalignedRows]> <![endif]> <![if !supportMisalignedRows]> <![endif]> <![if !supportMisalignedRows]> <![endif]> <![if !supportMisalignedRows]> <![endif]> <![if !supportMisalignedRows]> <![endif]> <![if !supportMisalignedRows]> <![endif]> <![if !supportMisalignedRows]> <![endif]> <![if !supportMisalignedRows]> <![endif]>
Final Four'a kalanTakımların İlk Grup Derecelerine göre Dağılımı
Sezon\Derece
1
2
3
4
2007-2008
1
2
1
0
2008-2009
2
1
1
0
2009-2010
3
1
0
0
2010-2011
3
1
0
0
2011-2012
2
2
0
0
2012-2013
2
2
0
0
Toplam
13
9
2
0
Grubunu İlgili Derece ile Bitiren Takım Sayısı
24
24
24
24
Olasılık
54.17%
37.50%
8.33%
0.00%


Buna göre, ilk grubu birinci olarak bitiren takımların %54'ü Final Four oynamış. İkinci olarak bitiren takımların %38'i, üçüncü olanların ise sadece %8'i Final Four oynayabilmiş. Dördüncü takımlar bugüne kadar Final Four oynayamamış.

Ayrıca, Final Four oynayan takımların, birinci gruplarda yukarıdaki derecelere sahip olma oranları da aynı şekilde gerçekleşmiş. Bu, aynı gerçeği farklı şekilde söylemekten başka birşey değil.

Her ne kadar istatistiksel bir test yapabilecek kadar çok sayıda gözlemimiz olmasa da, aradaki farkların büyüklüğü, bu değerlerin istatistiksel olarak anlamlı olabileceğine işaret ediyor. En önemlisi, sağduyu da bu sonucu fazlasıyla destekliyor.

Bu değerler üzerinde yapılacak (çok da Robust olmayan :) ) bir %95 güven aralıklı bir ANOVA testi, p-değerini 1.77E-06 olarak gösteriyor ki benim için oldukça geçerli bir sonuç oluyor.

Kısaca söylemek gerekirse, Fenerbahçe Ülker'in veya herhangi başka bir takımımızın Final Four'a giden yolda yapacağı en önemli hamle, grubu birinci bitirmek olacaktır. Zaten ondan sonra Euroleague formatı gereği işler kolaylaşacaktır.

Önümüzdeki günlerde, sonraki grup için de bir analiz gelecek.

Sevgiler.

29 Haziran 2013 Cumartesi

Bir Basketbol Analiz Başucu Kitabı

Dean Oliver, basketbol analizi nasıl yapılmalı üzerine kafa yorup, bunu düzenli bir kitap halinde toplayan ilk kişi. Amerika'nın istatistik konusunda en saygın okullarından biri olan University of North Carolina'de doktorasını tamamlamış, aynı dönemde basketbol oynamış ve koçluk yapmış. Veri analizi ile basketbol bilgisini bir araya getirerek şu kitabı yazmış.




Basketbola farklı bir açıdan bakmak isteyen herkesin okuması gereken bir kitap. Türkçe'ye çevrildiğini zannetmiyorum ama yukarıdaki adreste, İngilizce'si Kindle için 9.99$'a satılıyor. Bir şekilde Kindle'a erişebiliyorsanız, yukarıdaki linkten kitabın ufak bir kısmını indirip, değerlendirme şansınız da var.

İyi okumalar.

20 Mayıs 2013 Pazartesi

Kazanmanın Dört Etkeni


Basketbolda Kazanmak için Dört Faktör

Ligimizde play-offlar başladı. Biraz basketboldan söz edelim.

Binlerce basketbol maçı incelenmiş, sonunda şu dört faktörün istatistiksel olarak kazanma/kaybetmeyi etkileyecek farkı yarattığı görülmüş:

  1. Yüksek şut yüzdesi (Etki: 10)
  2. Az top kaybı (Etki: 6)
  3. Fazla hücum ribaundu  (Etki: 5)
  4. Faul çizgisine sık gitme (Etki: 3)
Maçları istikrarlı bir şekilde kazanan takımların bu dört etkenden en az üçünü çok iyi yaptığı belirlenmiş. Örneğin, bir takım yüzdeli şut atamıyorsa, diğer üç faktörü çok iyi yerine getirmeli. Tabii ki, analiz yapılırken değerler bu yazıda belirttiğimiz "her 100 possessiondaki değer"e göre hesaplanmalı, böylece standart bir hesaplama yöntemi oluşturulmuş olur.


Neden bu faktörler önemli?


Yüksek şut yüzdesinin önemi tabii ki bariz, hele hele kaçan şutların çoğu savunma ribaundu (ve potansiyel fast breaklerle) ile sonuçlanıyorsa. Bir araştırmada daha yüksek şut yüzdesine sahip takımların maçlarının yüzde 79'unu kazandıkları görülmüş.

Yüksek top kaybı demek, bırakın skor yapmayı daha şut atamadan topu rakibe veriyorsunuz anlamına geliyor. Daha az tok kaybı yapan NBA takımları maçların %58'ini kazanıyorlar. Hatta, şut yüzdeleri eşit olan takımlara baktığımızda, daha az top kaybı yapan takımlar için bu oran %69 'a çıkıyor.


Hücum ribauntlarının iç içe iki farklı etkisi var: Birinci etki, daha fazla şut atma imkanı sağlaması. Ama daha da önemli olan ikinci etki, hücum ribaundu alınan hücumların sayı ile sonuçlanma oranının (%50) ilk şutlara oranla(%43) daha yüksek şut yüzdesine sahip olması. Yani, hücum ribaundu verildiğinde, sayı yeme riskiniz de yükseliyor. NBA'de aynı şut yüzdesine sahip takımlardan daha fazla hücum ribaundu alan takımın kazanma oranı yüzde 63. Bu durum aynı zamanda savunma oyuncularının box-out yapmalarının gerekliliğini de ortaya koyuyor sanırım. 


İlginç bir şekilde, takımların faul çizgisine daha sık gelmeleri, faul atışlarındaki isabetlerinden daha önemli. Bunun birçok sebebi olabilir. Mesela daha fazla faul yaptıran takım potaya yaklaşma ilkesini benimsemiş olabilir; bu yüzden de, faul yapılmayan atışları daha isabetli olabilir. Veya daha fazla faul atışı demek rakip takımın oyuncularının faul sorunu yaşaması anlamına gelebilir. Bunun sebebi belli değil. Ancak, şut yüzdeleri eşit olursa daha az faul yapan takımların kazanma yüzdesi % 67. Yine de ben bu faktöre her zaman şüphe ile yaklaşıyorum.



Bir İnceleme


Aşağıdaki incelemede, 2012-2013 sezonu Euroleague Final Four'da bu dört etkenin katkısı görülebilir.

Team Maç PTS eFG% FTA/FGA TO OFF 4F
CSKA Moscow Maç 1 52 38.9 0.67 13 6 1
Olympiacos Maç 1 69 46.6 0.29 12 12 3
FC Barcelona Maç 2 67 48.2 0.25 13 7 1
Real Madrid Maç 2 74 44.9 0.25 10 16 2
CSKA Moscow Maç 3 74 47.6 0.34 11 11 2
FC Barcelona Maç 3 73 56.0 0.44 17 7 2
Olympiacos Maç 4 100 62.0 0.78 12 6 2
Real Madrid Maç 4 88 55.5 0.65 12 9 1


PTS: Sayı, eFG%: Etkin Sayı Yüzdesi, FTA/FGA: Faul Çizgisine Gitme oranı, TO: Top Kaybı, OFF: Hücum Ribaundu, 4F: Üstün Gelinen Dört Etken Sayısı









Tabloda, sonuçların yukarıda gösterilen dört faktör ile tutarlı olduğu görülüyor. Buna göre, kazanan takımlar dört maçta hangi faktörleri kaç kere daha iyi yapmışlar, ona da bakalım:
  • Şut Yüzdesi: 2/4
  • Top Kaybı: 3/4 (1 beraberlik)
  • Hücum Ribaundu: 3/4
  • Faul Çizgisi: 1/4 (1 beraberlik) 
 Çok çok iyi sonuçlar çıkmasa da, bunun en önemli sebebi örnek uzayımızı küçük seçmiş olmamız ve takımların normal liglere göre birbirine çok daha yakın güçlerde olmaları. Biraz daha büyük örnek uzayı ve tüm bir ligle daha iyi sonuç vereceğine eminim.

Sonuç



Aslında yukarıda bahsedilen şeyler bilinmeyen şeyler değil ama yine de bir kez daha üstünden geçmekte yarar var:

Basketbolda kazanmak istiyorsak,
  • Kolay sayılar bulmak, basit şutları değerlendirmek lazım,
  • Az top kaybı yapmak, tempoyu rakibe göre ayarlamak gerekli
  • Box-out'u iyi yapmalı, hücum ribaunduna optimum oyuncuyla girilmeli
  • Mümkün olduğunca potaya doğru penetre edip, faul alınmalı (her zaman tuttuğunu düşünmüyorum.)

Sevgiler...

* "Four Factors", basketbol analizlerinin bu aşamaya gelmesinde büyük katkısı bulunan Dean Oliver tarafından ortaya atılmıştır.  









Popüler Yayınlar