Artık burada İddaa'yı göz ardı edemezdim. Gelen yoğun istek üzerine İddaa'da bahis oynamanın matematiğinden bahsedeceğim.
İlk olarak nispeten daha kolay bir analiz olduğundan Alt/Üst oynamayı değerlendireceğim.
Sevgiler.
22 Aralık 2013 Pazar
19 Aralık 2013 Perşembe
Plus/Minus (+/-) İstatistiği
Bugün, basketbolda oyuncuların takıma etkisini anlamanın güzel yollarından birinden bahsetmek istiyorum.
Biliyorsunuz, bir oyuncunun attığı sayı, aldığı ribaunt, yaptığı asist veya top kaybı gibi istatistikler boxscorelarda sıklıkla görülebiliyor; fakat, bu istatistikler oyuncunun diğer takım arkadaşları ile sinerjisini, savunma yapıp yapmadığını, takımına momentum kazandırıp kazandırmadığını göstermiyor. Sadece o oyuncunun bireysel performansı ile ilgili ve basketbolunun sadece bir bölümü hakkında bilgi veriyor.
Yani bir basketbolcu, savunmada doğru yerde durarak rakibini zor şut atmaya zorluyorsa, veya hücumda topu hızlı dolaştırarak takımına yardımcı oluyorsa, bu tür özellikleri istatistiklerde doğrudan yer almayabiliyor. Ancak +/- istatistiği ile oyuncunun takıma katkısını gözlemlemek ve o gün içerisinde takımını ileriye mi geriye mi götürdüğü hakkında fikir sahibi olabilmek mümkün. İnceleyelim...
Biliyorsunuz, bir oyuncunun attığı sayı, aldığı ribaunt, yaptığı asist veya top kaybı gibi istatistikler boxscorelarda sıklıkla görülebiliyor; fakat, bu istatistikler oyuncunun diğer takım arkadaşları ile sinerjisini, savunma yapıp yapmadığını, takımına momentum kazandırıp kazandırmadığını göstermiyor. Sadece o oyuncunun bireysel performansı ile ilgili ve basketbolunun sadece bir bölümü hakkında bilgi veriyor.
Yani bir basketbolcu, savunmada doğru yerde durarak rakibini zor şut atmaya zorluyorsa, veya hücumda topu hızlı dolaştırarak takımına yardımcı oluyorsa, bu tür özellikleri istatistiklerde doğrudan yer almayabiliyor. Ancak +/- istatistiği ile oyuncunun takıma katkısını gözlemlemek ve o gün içerisinde takımını ileriye mi geriye mi götürdüğü hakkında fikir sahibi olabilmek mümkün. İnceleyelim...
Nedir bu +/- istatistiği?
En kısa tanımı ile, bir oyuncunun kendi takımının skoru ile rakip takımın skorunun farkına yaptığı etkiyi ölçen bir spor istatistiğidir. Oyuncunun; oyundayken bu farkı, takımı yönünde ne kadar ve ne yönde değiştirdiğini gösterir. Örneğin, bir basketbolcu maça sadece son iki dakikada girsin ve skor, takımının aleyhine 60-65 olsun. Oyuncu, maç bitimine kadar oyunda kalsın ve takımı, maçı 66 - 65 kazansın. Bu durumda, oyuncu oyundayken, takımı 6 sayı atmış ve 0 sayı yemiş. Buna göre o oyuncunun +/- istatistiği +6'dır.
Aslen bir buz hokeyi oyuncu performans ölçümü olarak ortaya çıkan +/- istatistiği, özellikle defans ve forvet oyuncularının performanslarını ortaya çıkarmadaki yeterliliğinden dolayı basketbola da uyarlanmıştır. Uyarlanmıştır diyorum çünkü tüm sezon hesaplamasında çeşitli değişiklikler yapılmıştır (ayrıntılar için burası ve burası).
İki Tür +/- İstatistiği
+/- istatistiği maç başına ve tüm sezon için toplam olmak üzere iki şekilde hesaplanabilir. Hatta, tüm sezona ait +/- istatistiği çok daha anlamlı sonuçlar vermektedir. Çünkü istatistik, tüm takımın performansına göre değiştiğinden ve oyuncular her maç farklı süreler aldıklarından, maç başına yapılan türü oldukça önyargılı (biased) olabilir. Bununla anlatmak istediğim, takımın kaybettiği maçta, +/- istatistiklerinin negatif, kazandığı maçlarda ise pozitif çıkması daha olasıdır. Bir başka sorun da kısa süre oyunda kalan oyuncuların bu performansının yanıltıcı olabilmesidir.
Bu sebeple çeşitli regresyon analizleri yapılarak sezonluk +/- istatistiklerine ulaşılabilmektedir.
Aşağıda Jamon Gordon'un 2013 - 2014 sezonunda Euroleague'de maçlardaki Perdormance index ve +/- değerleri görülüyor.
# | Game | MIN | PTS | PIR | +/- |
1 | vs EA Milano | 33 | 16 | 26 | 29 |
2 | at Strasbourg | 31 | 12 | 7 | 14 |
3 | at Brose Baskets | 31 | 14 | 13 | -1 |
4 | vs Zalgiris | 30 | 2 | 1 | 14 |
5 | at Real Madrid | 28 | 6 | 12 | -16 |
6 | at EA Milano | 27 | 12 | 14 | -12 |
7 | vs Strasbourg | 24 | 18 | 26 | 34 |
8 | vs Brose Baskets | 30 | 8 | 15 | -15 |
9 | at Zalgiris | 34 | 7 | 6 | 4 |
Dikkat edilmesi gereken bir önemli nokta da Performance Index ve +/- istatistiklerinin birbirleri ile çok ilişkili olmaması; bir başka deyişle, birisi artarken öbürünün artmaması veya tam tersi bir gözlemin olmaması. Bu önemli bir tespit olabilir, detaylı analiz konusu haline gelebilir.
Değerleri grafiğe yansıttığımızda;
Anadolu Efes'in +/- değeri, maçın sonundaki farka eşittir. Görüldüğü gibi Jamon Gordon'un grafiği, genel olarak takımdan yukarıda bu da takımdan daha iyi bir performans sergilediğine dair bir gösterge olabilir, veya başka bir deyişle o oyundayken maçtaki skor Anadolu Efes lehine değişmiş.
Bir başka örnek de Fenerbahçe Ülker'den olsun.
Görüldüğü gibi Kleiza'nın performansı Gordon'unki gibi etkili değil, genellikle takımın gerisinde kalmış. Özellikle son kaybedilen Partizan maçında onun olduğu sürelerde takım rakibinden 20 sayı daha fazla yemiş. Kazanılan Barcelona maçı dışında takıma ekstra bir katkı vermediği gibi, çoğunlukla da o sahadayken rakip takım ya Fenerbahçe'ye yetişmiş, ya da aradaki farkı açmış.
Sonuç
+/- istatistiği oyuncuların attıkları sayı, şut yüzdesi, blok, top çalma vb. gibi istatistiklerine göre savunma etkinliği, set oynama becerisi, takıma momentum kazandırma gibi kolay ölçülemeyen özellikleri de içine alması bakımından faydalı olabilir.
Sevgiler.
9 Aralık 2013 Pazartesi
Galatasaray Liv Hospital - Fenerbahçe Ülker
Maçın en önemli noktası tempo...
Yüksek tempoda oynan maçları Fenerbahçe kaybetmiş, Galatasaray kazanmış. Düşük tempoda ise tam tersi olmuş.
Fenerbahçe'nin Vidmar'ı dışarıda bırakmasının sebebi, daha fazla kısa oyuncu ile tempoyu belirlemek olabilir.
Güzel bir maç olacak...
Yüksek tempoda oynan maçları Fenerbahçe kaybetmiş, Galatasaray kazanmış. Düşük tempoda ise tam tersi olmuş.
Fenerbahçe'nin Vidmar'ı dışarıda bırakmasının sebebi, daha fazla kısa oyuncu ile tempoyu belirlemek olabilir.
Güzel bir maç olacak...
5 Kasım 2013 Salı
Euroleague'de Final Four'a giden yol
Fenerbahçe Ülker, efsane koç Zeljko Obradovic'in takımın başına getirilmesinden sonra inanılmaz bir ivme yakaladı. Oynadığı 11 resmi maçı da kazanan takım, geleceğe dair umut veriyor.
Euroleague'deki iki önemli rakibi Barcelona ve CSKA'yı yenen takımımız; aynı takımlarla deplasmanda da oynayacak olmasına rağmen hem Barcelona'nın evinde kaybetmesi hem de CSKA'ya 26 sayı fark atılması sebepleriyle grubunda liderliğe yakın görünüyor.
Aşağıdaki tabloda, halen devam eden ilk grupta 6 takımın mücadele ettiği Euroleague formatının başladığı 2007 yılından bu yana; takımların ilk gruplarını bitirme sıralarına göre Final Four oynama olasılıkları görülüyor.
Buna göre, ilk grubu birinci olarak bitiren takımların %54'ü Final Four oynamış. İkinci olarak bitiren takımların %38'i, üçüncü olanların ise sadece %8'i Final Four oynayabilmiş. Dördüncü takımlar bugüne kadar Final Four oynayamamış.
Ayrıca, Final Four oynayan takımların, birinci gruplarda yukarıdaki derecelere sahip olma oranları da aynı şekilde gerçekleşmiş. Bu, aynı gerçeği farklı şekilde söylemekten başka birşey değil.
Her ne kadar istatistiksel bir test yapabilecek kadar çok sayıda gözlemimiz olmasa da, aradaki farkların büyüklüğü, bu değerlerin istatistiksel olarak anlamlı olabileceğine işaret ediyor. En önemlisi, sağduyu da bu sonucu fazlasıyla destekliyor.
Bu değerler üzerinde yapılacak (çok da Robust olmayan :) ) bir %95 güven aralıklı bir ANOVA testi, p-değerini 1.77E-06 olarak gösteriyor ki benim için oldukça geçerli bir sonuç oluyor.
Kısaca söylemek gerekirse, Fenerbahçe Ülker'in veya herhangi başka bir takımımızın Final Four'a giden yolda yapacağı en önemli hamle, grubu birinci bitirmek olacaktır. Zaten ondan sonra Euroleague formatı gereği işler kolaylaşacaktır.
Önümüzdeki günlerde, sonraki grup için de bir analiz gelecek.
Sevgiler.
Euroleague'deki iki önemli rakibi Barcelona ve CSKA'yı yenen takımımız; aynı takımlarla deplasmanda da oynayacak olmasına rağmen hem Barcelona'nın evinde kaybetmesi hem de CSKA'ya 26 sayı fark atılması sebepleriyle grubunda liderliğe yakın görünüyor.
Aşağıdaki tabloda, halen devam eden ilk grupta 6 takımın mücadele ettiği Euroleague formatının başladığı 2007 yılından bu yana; takımların ilk gruplarını bitirme sıralarına göre Final Four oynama olasılıkları görülüyor.
Final Four'a kalanTakımların
İlk Grup Derecelerine
göre Dağılımı
|
<![if !supportMisalignedRows]>
<![endif]> | ||||
<![endif]> | |||||
Sezon\Derece
|
1
|
2
|
3
|
4
|
<![if !supportMisalignedRows]>
<![endif]> |
2007-2008
|
1
|
2
|
1
|
0
|
<![if !supportMisalignedRows]>
<![endif]> |
2008-2009
|
2
|
1
|
1
|
0
|
<![if !supportMisalignedRows]>
<![endif]> |
2009-2010
|
3
|
1
|
0
|
0
|
<![if !supportMisalignedRows]>
<![endif]> |
2010-2011
|
3
|
1
|
0
|
0
|
<![if !supportMisalignedRows]>
<![endif]> |
2011-2012
|
2
|
2
|
0
|
0
|
<![if !supportMisalignedRows]>
<![endif]> |
2012-2013
|
2
|
2
|
0
|
0
|
<![if !supportMisalignedRows]>
<![endif]> |
Toplam
|
13
|
9
|
2
|
0
|
<![if !supportMisalignedRows]>
<![endif]> |
Grubunu İlgili Derece
ile Bitiren Takım Sayısı
|
24
|
24
|
24
|
24
|
<![if !supportMisalignedRows]>
<![endif]> |
Olasılık
|
54.17%
|
37.50%
|
8.33%
|
0.00%
|
<![if !supportMisalignedRows]>
<![endif]> |
Buna göre, ilk grubu birinci olarak bitiren takımların %54'ü Final Four oynamış. İkinci olarak bitiren takımların %38'i, üçüncü olanların ise sadece %8'i Final Four oynayabilmiş. Dördüncü takımlar bugüne kadar Final Four oynayamamış.
Ayrıca, Final Four oynayan takımların, birinci gruplarda yukarıdaki derecelere sahip olma oranları da aynı şekilde gerçekleşmiş. Bu, aynı gerçeği farklı şekilde söylemekten başka birşey değil.
Her ne kadar istatistiksel bir test yapabilecek kadar çok sayıda gözlemimiz olmasa da, aradaki farkların büyüklüğü, bu değerlerin istatistiksel olarak anlamlı olabileceğine işaret ediyor. En önemlisi, sağduyu da bu sonucu fazlasıyla destekliyor.
Bu değerler üzerinde yapılacak (çok da Robust olmayan :) ) bir %95 güven aralıklı bir ANOVA testi, p-değerini 1.77E-06 olarak gösteriyor ki benim için oldukça geçerli bir sonuç oluyor.

Önümüzdeki günlerde, sonraki grup için de bir analiz gelecek.
Sevgiler.
17 Ekim 2013 Perşembe
Ersun Yanal ile İner Misin Çıkar Mısın?
Ersun Yanal, Konya Torkuspor maçındaki kazadan sonra; takımı yavaş yavaş tanımaya başlamış gibi... Daha önce Fenerbahçe için burada önerdiğimiz hızlı, bol atak oyunculu felsefeyi uygulaması ile uzun zamandır rastlayamadığımız bir seyir zevki geldi maçlara. Yine de, bu kadar pozitif bir futbola göre kafalarımızda birkaç soru işareti var.
Ersun Yanal, Fenerbahçe'de göreve geldiğinde; herkes, Fenerbahçe'nin yeni teknik direktörünün yönettiği takımlarda sert düşüşlerin yaşandığında hem fikirdi. Takım gümbür gümbür gidiyor, daha sonra tekerine çomak sokulmuş araba gibi pat diye duruyordu. Bu da lig başı beklentileri ile lig sonu gerçekleri arasında bir uçurum oluşmasına sebep oluyor.
Bu yazıda, bu durumu analiz etmek istedik. Aşağıdaki grafik, Ersun Yanal'ın yönettiği takımların liglerdeki performanslarını gösteriyor ve arka arkaya aldığı galibiyet ve mağlubiyet serileri ile ilgili bilgi veriyor.
Öncelikle her sezon aynı sayıda maçın değerlendirilmeye alınmadığını belirterek başlayalım. Ayrıca, maç sonuçlarını aldığım sitede hazırlık maçları, Avrupa kupaları gibi maçlar da olduğundan bazı sezonlar 1. sıradan başlamayabilir, veya 34'ten fazla maç sayısı olabilir. Grafiklerin okunması ile ilgili bir sorun olursa lütfen yorum bırakın, elimden geldiğince açıklama yaparım.
Grafikte, x-ekseni o yıl içerisinde Ersun Yanal'ın takımının başında olduğu maç sırasını, y-ekseni ise her maçta aldığı puana göre oluşturulmuş yumuşatılmış trendi (ilgilenenler için bir tür moving average) gösteriyor. Yani, değerler bir anda düşmüyor, daha önceki birkaç maçtaki sonuçları da göz önünde bulundurarak değişiyor. Böylece büyük inişleri, arka arkaya alınan kötü sonuçları veya iyi sonuçları gözlemlemek daha kolay oluyor.
2001-2002 ve 2002-2003 yıllarında Ankaragücü ve Gençlerbirliği'ni çalıştırırken lig sonunda çok büyük düşüşler görülüyor. Vestel Manisaspor'daki yılları ise çoğunlukla düşüş olarak gerçekleşmiş.
2007-2008 ve 2008-2009 yıllarında Trabzon'daki iniş ve çıkışları görüyoruz ancak çok sert oldukları söylenemez. Belki 2007-2008 yılının sonu için güzel bir yükseliş trendi diyebiliriz.
Eskişehirspor'la ilk sezonda ise sadece 13. (grafikte, gerçek sezonda değil) haftada sıkıntı yaşanıyor, daha sonra takım toparlanıyor.
Yani Ersun Yanal'ın son 4 sezonunda kendisini ünlü eden büyük çıkışlar ve büyük düşüşler çok yaşanmamış. Bir de Fenerbahçe'nin çok kaliteli takım kadrosu göz önüne alınırsa, bu sezon böyle bir sıkıntı yaşanmayacağını tahmin ediyorum.
Tabii ki burada çok fazla etken var. Teknik, taktik, fiziksel ve psikolojik. Zaman ne getirir bilinmez ancak korkulan olmayacak zannederim.
Bu grafikte, oynana tüm maçların sonuçlarını da ekledim. Böylece gerçek sonuçlar, ilk grafiğimizle uyumlu mu görebiliriz. Arka arkaya kırmızılar çok kötü, arka arkaya yeşiller çok iyi anlamına geliyor.
2007-2008 sezonunda deplasmandaki büyük düşüşün evde görülmemesi ise Ersun Yanal için güzel.
Sonuç
Yukarıda da belirttiğim gibi, sezon içinde çok can yakan Ersun Yanal düşüşleri; bu sene Fenerbahçe'yi çok etkilemeyecek gibi gözüküyor. Çünkü, yukarıdaki veriye göre Ersun Hoca, bu düşüşlerin çözümünü bulmayı başarmış gibi...
Herkese sevgiler.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Popüler Yayınlar
-
Bu serimizde, İddaa'da alt/üst oynarken kullanabileceğimiz bir metottan bahsedeceğim. Kısaca hatırlatalım. Daha önce, futbolda gol sa...
-
"Bu sitede İddaa" ile ilgili açıklamam burada İddaa bir olasılıklar, bir istatistik oyunu. Bu oyunu oynarken de olasılık teorisi...
-
Yazının ilk bölümüne buradan ulaşabilirsiniz. Adım 4. Takımların ortalamalarına göre gol sayılarının olasılıklarını hesaplama Buraya ka...
-
Daha önce bahsettiğim Beklenen Değer (EV)'inizi yükseltmek için son derece kolay bir yöntemden bahsetmek istiyorum: Gol Üstünlüğü Reytin...
-
Aşağıdaki videoda Excel Dosyasının kullanımını anlatan videoyu ve güncellenmiş dosyayı sunuyorum. Açıklama Videosu Bu video açılmazsa, ...