17 Mayıs 2013 Cuma

Şampiyonlar, küme düşenler, UEFA umudu - II


Bu yazı, şurada başlamış olan serinin devamı niteliğinde. Şimdi, geçtiğimiz yazıda vermeye başlamış olduğum bilgileri biraz daha görsel bir şekilde ifade etmeye çalışacağım. Belki birkaç başka ayrıntı daha görebiliriz.

Bu analizde kutu grafiği ve histogram kullanacağız. Sadece bu analiz için değil, genel olarak bilinmesi son derece faydalı istatistiksel araçlar. Ben, özellikle kutu grafiklerinin(box-plot) büyük bir hayranıyım.


Analiz



Türkiye


Ligimize baktığımızda, en dikkat çekici şey, özellikle ligin zirvesindeki takımların outlier(sapkın değer - dışlak) olmaları. Yani ligin zirvesindeki takımlar, diğer takımlara dikkate değer farklar atabiliyorlar.

Ayrıca, 2-2.25 puan aralığının 2.25-2.50 puan aralığından yüksek olması da dört büyüklerden ikisi mücadele ederken, diğer iki takımın da onlardan geri kalmasına rağmen takipçilerine fark attıkları sonucunu getiriyor.

Soldaki grafikteki en uzun iki çubuk, takımların çoğunluğunun 1-1.5 puan aralığında olduğunu gösteriyor. Özellikle sağdaki kutu grafiğinin kenarındaki kırmızı köşeli parantez, en sık %50'yi gösteriyor ki bu da yaklaşık 1.15 ve 1.5 puan arasında en yoğun olarak puan alındığını gösteriyor.

Bütün liglerde görüleceği gibi ligimizin puan yapısı da left-skewed (sola çarpık), yani ortalamadan az puan alan takımların sayısı, çok puan alan takımların sayısından çok. Bunun başlıca sebebi de çoğunlukla şampiyonluk yarışındaki 2-3 takımın puan farkını çok açması.


İspanya


İspanya'da da ligimize benzer bir yapı görülüyor. Burada da şampiyonluk yarışındaki takımlar, genellikle ligi diğer takımlardan çok daha büyük farklarla önde bitiriyorlar. Birkaç istisna dışında Real Madrid ve Barcelona'nın puan farkını hep açtığını hatırlıyoruz. Buradaki fark, ülkemizdeki ligden bile fazla, bunu özellikle 2.5 puan ortalamasına çıkan takımların varlığından ve 2 puan ortalamasına çıkan takım sayısının azlığından anlayabiliyoruz.

İspanya liginde takımlar en fazla 1-1.25 puan ortalaması ile oynuyorlar gibi gözüküyor. Ülkemizde 1.25-1.5 aralığında daha fazla takım olduğunun altını çizelim. Bu özellikler, İspanya liginin kendi içinde rekabetçilikten uzak olduğunun altını bir kez daha çiziyor.



İngiltere


Türkiye ve İspanya liglerine göre daha fazla rekabet olan bir lig İngiltere Premier Ligi. 2.5 puan ortalamasının üzerine çıkılmadığı gibi, hiç bir şampiyon da outlier olmamış. Bunun sebebi, üst sıralarda yarışan takımların birbirlerinden kopmaması denebilir.

Ayrıca, 1.75 puan ortalamasının üstünde performans yakalayan takımların çokluğu da dikkat çekiyor.

Ama İngiltere liginde bir başka şey dikkati çekiyor. Diğer iki ligde en sık %50 aralığı (kırmızı köşeli parantezle gösterilen bölge) 1 ortalamanın üzerinden başlarken, burada 0.75 civarından başlıyor. Bu da ligdeki düşük performanslı takımların kalitesinin, diğer takımlara göre daha düşük olduğu anlamına da geliyor.

Genel olarak şunu söyleyebiliriz. İngiltere'de yüksek kalibredeki takımlar, birbirleri ile daha başa başken, düşük kalibredeki takımlar, ön gruptan çok gerideler, ayrıca diğer liglerde düşmeye oynayan takımlara göre de rekabet yetenekleri daha az.


İtalya




Genelde, şampiyonların 2-2.25 puan aralığında bitirdiği bir lig İtalya. Grafikte de görüleceği gibi sadece 2006-2007 yılında Mancini'li İnter 2.5 puanın üzerinde bir ortalama ile şampiyon olmuştu. O yıl, 17 kere üstüste kazanarak rekor da kırmışlardı.

Yukarıdaki grafiğe bakıldığında İtalya'nın da ligin tepesinde çok çekişmeli, dibinde ise daha az çekişme görülen bir lig olduğu anlaşılıyor.





Almanya






İşte tek bir tane bile sıra dışı verisi olmayan bir lig. Almanların kendileri gibi düzenli ve tahmin edilebilir. Bu ligde de çekişmenin üst sıralarda çok yoğun olduğu görülebiliyor. 

Genellikle takımlar 0.9 - 1.4 aralığında puan alıyorlar. Fakat ondan sonra da kopmalar olmadan zirve ve Avrupa kupası yarışı devam edebiliyor.

Alman liginde, Bayern Münich ve Borussia Dortmund gibi birinci sınıf takımları bir kenara bırakırsak, ikinci sınıf takımların sayısının çok olduğu ve bir çok farklı takımın zirveyi zorladığı açık. Yine de küme düşen takımların kaderleri genellikle ligin sona ermesinden çok daha önce belli oluyor. Bu ligde çekişmenin en fazla olduğu bölge, orta üst sıralar denebilir. 



Fransa






İşte çekişme böyle olur. Daha önceki yazımızdan Fransa ligindeki standart sapmanın yani değişkenliğin az olduğunu, takımların ligin sonunda birbirini çok yakın puanlarla izlediklerini söylemiştim. Gerçekten de şampiyonun sadece bir kere 2.25 puan civarına çıkması da bunu gösteriyor.















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar